YENİ BAŞLAYAN KABIZLIĞA DİKKAT!
İsterseniz önce kabızlığı tanımlayalım. Kabızlık, genel olarak haftada 3 veya daha az dışkılama veya dışkılama sırasında aşırı zorlanma olarak tanımlanır. Kabızlığı olanlar sıklıkla tam boşalamama duygusu, ağrılı dışkılama ya da dışkının sert olmasından yakınırlar. Bazı kişiler makattan dışkıyı çıkarabilmek için parmaklarını kullanırlar; bunu yapmak tehlikeli olabilir ve böyle bir yaklaşım alışkanlık haline gelirse bağırsakta “soliter rektal ülser” denen yara veya yaralara yol açabilir. Bu ancak kabızlığı uzamış ve bir türlü dışkılamanın olmadığı, parmakla makattan muayenede adeta taşlaşmış gibi sert dışkı parçalarının hissedildiği ve makattan lavman uygulamasının yetersiz kaldığı durumlarda tecrübeli bir gastroenteroloji uzmanı tarafından yapılabilir.
Kabızlık ciddi bir hastalık habercisi olabilir veya anal kanalda çatlak ve hemoroid gibi gündelik aktivitelerimizi etkileyen makat bölgesi hastalıklarına da yol açabileceğinden üzerinde durulması gereken bir belirtidir.Kabızlık yıllardan beri varsa, genelde doğuştan itibaren edinilen beslenme ve yaşam tarzıyla, özellikle de lifden fakir gıdalarla beslenme, yetersiz sıvı alımı ve hareketsizlikle ilişkilidir. Buna eski yıllarda itiyadi kabızlık denilirdi;...
KARINDA GAZ VE ŞİŞKİNLİK
Tanım ve belirtiler: Karında gaz ve şişkinlik yakınmaları, Gastroenteroloji polikliniğine en sık yapılan başvurular arasında yer almaktadır. Gaz bazen sadece şişkinlik şeklinde tarif edilmekte, bu şişkinlik kimi zaman dıştan görünecek kadar belirgin olmakta, bazen de ağrıya yol açabilmektedir. Normalde günde birkaç kez, özellikle yemek sonrası mide henüz doluyken ağızdan; ortalama on-yirmi kez de aşağıdan anüs (makat) yoluyla atılır. Genelde gaza bağlı yakınmalar sık geğirme ve/veya aşırı miktarda aşağıdan gaz çıkarma şeklinde dile getirilir; daha seyrek olarak gazın aşağıdan ve/veya yukarıdan rahat çıkarılamadığından şikayet edilir. Gaz çıkarma tüm gün boyunca devam ediyorsa toplu halde bir arada bulunulan ortamlarda kişi için sosyal bir sıkıntı yaratabilir; gece de sürüyorsa eşler veya aile bireyleri arasında huzursuzluğa yol açabilir.
Aşağıdan çıkarılan gazın kokusu rahatsızlık verecek kadar kötüyse en sık olarak iki neden vardır; ya sülfür içeren gıdalara (proteinden zengin gıdalar, mercimek, lahana, brokoli, bira, gibi) ağırlık verilmiştir, veya bağırsaklarda çoğunlukla ishale yol açan bir hastalık durumu...
PERKÜTAN ENDOSKOPİK GASTROSTOMİ (PEG)
Perkütan endoskopik gastrostomi (PEG) sıklıkla inme, demans gibi serebrovasküler (beyne ve beyni besleyen damarlara ait) hastalıklara, ya da, baş ve boyun tümörlerinde kemoterapi ve/veya radyoterapiye bağlı olarak yutma güçlüğü gelişen hastalarda uzun dönemli beslenme gereksinimini karşılamak üzere geliştirilmiş bir yöntemdir. Nazogastrik veya nazoenterik denen burundan mideye veya ince bağırsaklara kadar inen beslenme tüpleriyle ancak birkaç hafta süreyle beslenme yapılabilmektedir; bu tip beslenme tüplerini uzun süreli kullanmak özellikle akciğer aspirasyonu ve buna bağlı pnömoni riskini artırmaktadır.
Yine beslenme tübünün sürekli burunda durması bilinci açık bazı hastaları oldukça rahatsız edebilmekte, kimi zamanda hastalar tarafından istemli veya istemsiz bir şekilde çıkarılmaktadır.
Ayrıca bu tüpler yeterli kalori sağlayacak şekilde besin öğelerinin, gerekli ilaçların ve sıvıların verilmesinde yetersiz kalabilmektedir. PEG son yıllarda geliştirilmiş bir yöntem olup yukarıda sözü edilen riskleri en aza indirgeyen, mortalite ve komplikasyon riski tecrübeli ellerde son derece düşük bir işlemdir.
PEG operatif gastrostominin de yerini almıştır; operatif gastrostomi ancak asit (karında sıvı toplanması) ve...
REFLÜ HASTALIĞI
Mide içeriğinin yemek borusuna yakınma oluşturacak boyutta kaçması “gastroözofajiyal reflü hastalığı” (kısaca “reflü hastalığı”) olarak adlandırılmaktadır. Gelişmiş Batı ülkelerinde daha sıklıkla görülmekte olup hastalığın toplumumuzda da son yıllarda giderek artış gösterdiği gözlenmektedir. Bu artışdan özellikle batı tarzı yaşam ve beslenme alışkanlığının yaygınlaşmasının sorumlu olduğu düşünülmektedir. Hastalığa yakınma oluşturarak veya oluşturmaksızın özofajit (yemek borusu iltihabı) eşlik edebilir. Ana yakınmalar göğüs kemiği arkasında yanma ve “regürjitasyon” denen bulantısız olarak mide içeriğinin ağıza kadar gelmesidir.
Göğüsdeki yanma bazen koroner arter hastalığına bağlı göğüs ağrısıyla karışabilmektedir. Bazı hastalar özellikle yatınca ağzına asitli, ekşi-tuzlu suyun geldiğini söylerler. Bu duruma yemek borusuna asit kaçışına refleks olarak tükrük bezlerinin uyarılması yol açmaktadır.
Hastalığın diğer belirtileri yutma güçlüğü ve/veya ağrılı yutmadır ve bazen de ses kısıklığı, kronik öksürük, bronşit gibi solunum sistemi yakınmalarına da yol açabilmektedir. Hastalık uzun dönemde istenmeyen durumlara yol açabilmektedir.
Bunlar, “Barret özofagusu” denilen yemek borusunun bağırsak mukozasına benzer değişikliğe uğraması ve yemek borusunda daralmadır. Bu hastalara genellikle...